"Hepsi bu kadar... Şimdilik."
Birkaç kişiyi daha öldürdüm. Neyse ki bu -bolca vaat yüklü- "şimdilik" sözü kalbimi ferahlatıyor.
Sonsuza kadar süren romanlar olsun istiyorum. "Onlar erdim muradına... bla bla" diye biterek -içimde koca bir boşluk hissiyle- dakikalarca saf gibi son cümleye baktıranları değil!
İnsan bir kitabı sevdiğinde -hele o bir seri ise- beraber yaşamaya fazlaca alışıyor sanıyorum. İstediği her an, günün her saatinde varlığından mutluluk duyduğu arkadaşlarına koşmak, huzurlu ve mutlu hissettiriyor. Ve biliyor ki o sabırlı ve sadık arkadaşlar, kendi hikayelerini anlatmak için hep onu bekliyor.
Ve her güzel şey gibi bunun da sonu geldiğinde ise...
Aslında en çok kendime kızıyorum. "Biraz daha yavaş! biraz daha...."
Fark eden bir şey olmuyor aslında, ister bir ister yüz sayfa; ister iki ister on gün sonunda aynı noktaya varıyor işte insan.
Yüzünde aptalca bir ifadeyle son cümleye bakakalıyor...
Blogunuzu yeni kesfettim takipteyim bloguma beklerim
YanıtlaSilMerhabalar, hoş geldiniz blogumaa Ben de tabi ki bakacağım :)
SilDoctor Who'da Doctor'un şöyle bir sözü vardı; "Ben her zaman kitabın son sayfasını yırtarım. Böylece bitmek zorunda olmazlar. Sonlardan nefret ederim." O an kendimi görmüştüm sonlardan haz etmediğim için, zira kimi zamanlar ne denli güzelde olsalar da, maskeleri ardına vedaları gizler sonlar. Bu nedenle hüzünlenir, özlem duyarım. Vede ne güzel yazıp ifade etmişsin Dreamella, tıpkı bir masal gibi; "sonsuza kadar süren romanlar" derken. Ellerine emeğine, ve dahası bu hoş yazı için yüreğinden geçenlere sağlık. :)
YanıtlaSilNe güzel bir sözmüş tam bizim için söylemiş :) Sonları fazla sevmediğim için uzun soluklu kitapları daha çok seviyorum :) Ama ne yazık ki onların da sonu geliyor işte o zaman da çok sevdiğim birinden ayrılmış gibi hüzünleniyorum. Hatta bazen abartıp boş boş geziniyorum bir süre, fazlaca etkileniyorum galiba :D
Sil